SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

CENAİZ BAHSİ

<< 3167 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ حَفْصَةَ عَنْ أُمِّ عَطِيَّةَ قَالَتْ نُهِينَا أَنْ نَتَّبِعَ الْجَنَائِزَ وَلَمْ يُعْزَمْ عَلَيْنَا

 

Ümmü Atıyye'den demiştir ki:

 

"Biz (kadınlar) cenazenin arkasından gitmekten nehyolunduk. (Ancak bu mesele) üzerimize kesin bir şekilde haram kılınmadı.

 

 

İzah:

Buhari, cenâiz, İ'tisam; Müslim, cenâiz; İbni Mâce, cenâiz; Ahmed b. Hanbel VI- 408.

 

Hz. Nebi'in bu yasağı kadınlara bizzat kendinin koy­muş olması ihtimali bulunduğu gibi, bir elçi aracılığıyla koy­muş olması ihtimali de vardır. Nitekim Beyhakî'nin Ümmü Atıyye (r.a)'dan rivayet ettiği bir hadisi şerifte, "Rasûlü Ekrem'in Medine'ye geldikten son­ra; kadınların bir araya toplanmalarını emredip, Hz. Ömer'i göndererek onları cenazenin ardından gitmekten menetmesini emrettiği" ifade edilmektedir. Hz..Ümmü Atıyye'ye göre, mevzumuzu teşkil eden bu hadis-i şerifteki "ka­dınların cenazenin arkasından gitmeleriyle ilgili yasak" kesin bir yasak ol­mayıp ancak kerahat-i tenzihiyye ifade eden bir yasaktır. Çünkü, her ne ka­dar Rasülü Ekrem Efendimiz, kadınların cenazenin ardından gitmesini yasaklamışsa da, bunun kesinlikle yasak olduğunu te'kid edici bir açıklamada bu­lunmamıştır. Halbuki Hz. Nebi diğer yasakların yasak olduğunu açık­ladıktan sonra, bir de onların haramhğım te'yid eden beyanlarda bulunurdu.

 

Hz. Ümmü Atıyye'nin Hz. Nebi'in bu yasağının tahrim ifade et­tiğini, başka karinelerden sezmiş olması da mümkündür. Kerahet-i tenzihiy­ye ifade ettiğine dair bir karinesi bulunmayan yasaklar ise, kesinlikle hür­met ifade eder.

 

İmam Kurtubi'ye göre de mevzumuzu teşkil eden Ümmü Atıyye hadi-sindeki nehy tahrimiyye değil, tenzihiyye ifade etmektedir. Çünkü Ebû Hu-reyre'den rivayet edilen "Hz. Nebi, Hz. Ömer'in bir cenaze merasi­minde ağlayan bir kadını azarladığını görünce -onu bırak ya Ömer! Çünkü göz yaş dökücüdür- buyurmuştur."[İbn Mace, cenâiz] mealindeki hadis-i şerif buna delalet etmektedir.

 

Dâvûdî'ye göre, metinde geçen "Cenazenin arkasından gitmekten nehyolunduk" sözü, kadınların cenazeyi uğurlamak için arkasından gitme­lerinin haram olduğunu ifade eder. Çünkü nehyde aslolan tahrimdir. Bura­daki nehyin hükmünü haramhktan çıkarıp kerahat-i tenzihiyyeye hamletti­recek bir karine yoktur.

 

Metinde geçen "üzerimize -kesin bir şekilde- haram kılınmadı." cümle­si ise; "ta'ziye için ölünün yakınlarına gitmemiz bize haram kılınmadı." an­lamında kullanılmıştır.

 

Davûdî'nin bu sözü 3123 numaralı hadis-i şerife uygun olmakla bera­ber, mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerifin zahirine aykırıdır.

 

Hadisin zahirinden, kadınların cenazeyi takib etmelerinin mekruh olduğu anlaşılmaktadır. Bu mevzuda Şafiîlerin görüşü de budur. İbnü'l-Münzir'den; İbn Mes'ud ile İbn Ömer, Ebû Ümame, Hz. Aişe, Mesruk, Hasan-ı Basri, En-Nehâî, Evzâî, İmam Ahmed, İshak ve es-Sevri'nin de bu görüşte oldukları rivayet edilmiştir.

 

İbn Hazm ile Ebu'd-Derda, Zührî ve Rabia ise, ka dınların cenazeyi takibetmelerinin caiz olduğunu söylemişlerdir.

 

Malikilere göre, erkeklerin şehvet duymayacakları derecede yaşlı bir ka­dınla, babasını veya annesini, kocasını, oğlunu veyahut kardeşini kaybedip te fitneye sebep olmasından korkulmayan genç bir kadının cenazeyi ta'ki-betmesinde bir sakınca yoktur. Fakat fitneye sebep olmasından korkulan genç kadınların cenazeyi takibetmeleri ise mutlak surette haramdır.

 

Hanefilere göre, kadınların cenazeyi takibetmeleri keraheti tahrimiyye ile mekruhtur. Çünkü bir hadis-i şerifte Nebi Efendimiz, cenazeyi ta-kibeden kadınlara hitaben "sevab kazanarak değil, günaha girmiş olarak dönün" buyurmuştur.[İbn Mace, cenâiz]

 

Hanefi âlimlerinden İbn Abidin, Hanefi mezhebinin görüşüne delil olarak İbn Mâce'nin bu hadisini zikrettikten sonra şöyle diyor: Bu hadisi İbn Mâce zayıf bir senetle rivayet etmiştir. Lakin zamanın değişmesiyle meydana ge­len yeniliğin manâsı, bunu te'yid etmektedir. Bu yeniliğe Hz. Aişe şu sözle­riyle işaret etmiştir. "Rasülullah (s.a.v.) kendisinden sonra kadınların ne mo­dalar çıkardıklarını görse idi, Beni İsrail'in kadınları menedildiği gibi mut­laka onları menederdi." Bu onun zamanındaki kadınlar hakkında söylen­miştir. Ya zamanımızın kadınlarına ne demeli? Sahihayn'da Ümmü Atıy-ye'den rivayet olunan "Biz cenazelerin peşinden gitmekten men olunduk, ama kati olarak bize yasak edilmedi." Yani "Bu nehy tenzih içindir" hadi­sine gelince, bu hadis o zamana mahsus olması gerekir. O zaman kadınları mescid ve bayramlara çıkmaları mubah idi."[Davudoğlu A. İbn Abidin, III- 480, 481.]

 

İmam Nevevî de cumhur ulemanın kadınları cenazenin peşinden gitme­yi menettiklerini, Kâdî Iyaz'dan nakletmiştir.

 

Netice olarak şunu söyleyebiliriz ki: Kadınların cenazenin peşinden gi­dip gitmeyecekleriyle ilgili ihtilaf, örtünmeye dikkat edip, süslenmeksizin ve ağlayıp sızlamaksizm cenazeyi takibeden Hz. Nebi devrindeki kadın­lar hakkındadır. Bu hususlara dikkat etmeyen kadınların cenazenin peşin­den gitmelerinin haram olduğunda ittifak vardır.